CANIM ANNEM

Gün doğumuyla oynaşırken gözlerim
Düştün aklıma Anne.
Ufka kanat çırpan kuşlar
Sen oluyordun
Kanatlarınla okşuyordun yanaklarımı.
Ne zaman adını ansam
Hüzün yüklü yağmurlar esip geçiyor
Yamaçlarından gözlerimin
Oysa ben Gülüşlerinin sıcaklığını ararım
Günün ilk ışığında
Bakışların bir gök kuşağı gibi geçer
Yüreğimin ortasından
Ve ardından başlar gözlerimin bulutları
Yağmur dökmeye.
Yine sensizliğe dökülür
Ağır aksak yağmurlarla bastırılan özlem
Dağlarımın karanfil ve leylak kokuları
Yanık yağ kokularına bırakıyor iken yerini.
Usulca yayılıp dağılır günün içine hasretin.
Bedenim, ağır hasar görmüş batık gemi misali.
Düşer sanayinin paslı kollarına
İşte o an. Nasılda özlerim başımı göksüne dayayıp
Öylece orada seni koklayarak kalmayı
Yüreğimin çocuk yanı hüzünlü anne
Ne zaman aklıma düşsen-
Dokunduğum her şey sen oluyorsun
İçimde delice çırpınan bir minik serce
Yırtıyor kendini eteklerinde hasret dağlarının
Canım annem Sensizliği bölüşen gecelerde
Karadeniz oluyor hasretin başlıyor
Kıyılarına çarpmaya yüreğimin.
Kaç zamandır
Örse yatırdım içimdeki sızıları
Yüreğime inen her balyoz
Seni döküyordu gözlerimden
Canım annem.
Günün yorgunluğuna aldırmam anne.
İş dönüşü her şeyi unutan çocuklara dönüyorum
İçimdeki sızı yarım kalmış bir şiirden
Ben hep yorgun düşerdim seni özlemekten.
Ve hala sensiz
Anahtar deliğinde bıraktığım
Çocukluğum yetim.
Bir bilsen anneciğim bir bilsen
Seni nasıl özledim.

Hiç yorum yok: